Kastamonu’nun Devrekani ilçesinde evlenmek istediği kadının ailesiyle sorunlar yaşayan şahıs, kahvehanede karşılaştığı amca ve yeğenine kurşun yağdırarak öldürdü. Olayın ardından tutuklanan sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada kendisini savunan sanık, kimseyi taciz etmediğini belirterek, tek isteğinin evlenmek olduğunu ve buna da karşı çıkıldığını söyledi.
Olay, 13 Nisan 2024 tarihinde Devrekani’de Kurt Şeyh Mahallesi Demirciler Caddesi üzerinde bir kıraathanede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, aralarında kız isteme mevzusundan dolayı husumet bulunan Murat K. ile Muzaffer Üstüner (65) ve yeğeni Adem Üstüner (45) arasında kavga çıktı. Kavganın yatıştırılması sonrasında Murat K., yanına silah alarak kıraathanede oturan Muzaffer Üstüner ve yeğeni Adem Üstüner’in yanına gitti. Burada Muzaffer Üstüner ve yeğeni Adem Üstüner’e kurşun yağdıran Murat K., ardından olay yerine gelen polis ekiplerini teslim oldu. Silahlı saldırıda Muzaffer Üstüner ve yeğeni Adem Üstüner olay yerinde hayatını kaybederken, gözaltına alınan Murat K. ise tutuklandı.
Olayın ardından Murat K. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde “kasten öldürme, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma” suçlarından dava açıldı.
“Ben, kimseyi taciz etmedim, sadece evlenmek istiyordum”
Duruşmada tutukla sanık Murat K. kendisini savunarak, “O gün tarih alındıktan sonra Hüseyin’in köyüne gittim. Bana küfür etti. Adem ile tartıştıktan sonra Hüseyin’i aradım. Köyüne gittim ama bulamadım. Devrekani’ye geldim. Kahveye baktım. Aynı güzergahta köylerimiz. Zaten bu işleri başımıza açan Hüseyin oldu. Bunalıma girdim. Eve gidip hap aldım. Psikolojik hapları kullanıyorum. Hapları alıp ilçeye geldim. Tek yaşadığım için akşama kadar ilçede durup akşam yemek yiyip eve dönüyordum. Her gün ilçeye yemek yemeye geliyorum. Kahveye baktım bir iki, bulamadım Hüseyin’i. Ona soracaktım Adem’i sen mi tahrik ettin diye soracaktım” dedi.
Şefika ile evlenmek istediğini anlatan Murat K., “Şefika bana evlenelim diye telefon açıyor sabah bana Adem telefon açıp küfür ediyor. Ben, Hüseyin’i 2-3 kere aradım, neden küfür ettin diye soracaktım. Ama ulaşamadım. Beni telefonla engellemişler. Canı istediğinde beni arıyorlardı, benimle oyun oynadılar. Evlenmek istiyordum. Aracımdan tedbir olarak silahı alıp kahvede ikinci kata çıktım ve bu olay gerçekleşti” diye konuştu.
Şefika’nın evine bir kez gittiğini anlatan Murat K., “Şefika’ya sordum bu işi ne yapacağız dedim. Başka bir zamanda Hüseyin’e sormaya gittim. Sokak kapısının camına tıkladım, camı açtı bir şey konuşacağım seninle dedim. Şefika benimle kavga etti. Orada benim hatam vardı, koluma vurdu. Akşam bana telefon geldi. Biz, iki dul kadınız niye sen geliyorsun kapıya dedi. Evlenme isteğinin dışında bir şey soracaktım dedim. Benim seninle evlenmem bitti dedi. Telefonu kapattı. Hakkı ve Hüseyin, sonra beni arayıp küfür etti. Ardından karakola ifade vermeye gittim. Karakola giderken beni gördüler ve üzerime hücum ettiler. Evlerine bir kez gitmiştim sadece. Ben kimseyi taciz etmedim. Telefonda gösterdim. Ben evlenmek istiyorum ondan arıyordum dedim. Karakolda da ifade verirken anlattım. Evlerine silahla gitmedim. Evleneceğim kadının evine niye silah ile gideyim. Suçlamaları kabul etmiyorum” şeklinde konuştu.
“Eşi öldükten sonra beni rahatsız ediyordu”
Murat K.’nın evlenmek istediği Şefika B. ise, “Murat, eşi ölünce beni rahatsız etmeye başladı. Yeğenim olan Adem’e söylüyor, o da olmaz diyor. Sonra benim kapıma geldi. Bir kadının telefondan beni görüntülü aradı. Kapıma tabanca ile dayandı. Oğluma yumruk attı. Neden öldürdü bilmiyorum. Beni çok rahatsız etti. Kapıma neden geliyorsun diye hakaret ettim. Beni aradı, kızım açınca telefonu küfür etti. Karakola gidip şikayet ettim. Sanık yüzünden 7 ay evden çıkamadım” ifadelerini kullandı.
“Anneme yönelik rahatsız edici hareketlerde bulundu”
Şefika’nın oğlu Hakkı B. de, “Annem için uzaklaştırma talebinde bulunduk. Anneme yönelik rahatsız edici hareketlerde bulundu. Ben daha önce bu adamı görmedim. Koridorda karşı karşıya kaldık. Annem tanıyordu. Sanık bana yumruk atmaya çalıştı, hastaneden rapor aldık. Dişim kırıldı. Darp raporu alıp şikayet ettim. Dosyamız devam ediyor” şeklinde konuştu.
Şefika’nın kızı Şerife B. ise, “Biz, bu adamı tanımıyoruz. Annemi aramış, seninle evlenmek istiyorum demiş. Bende numarayı engelledim. Sonra bize ulaşamayınca evimize geldi. Belinde silah vardı, eve girmeye çalıştı. Evde yalnızdık. Annem evde yok dedim. Bir daha geldi. Caminin orada annemi beklemiş. Annem eve gelince kapıya dayandı. Annem kapının yanından oklavayı alıp aşağı indi. Sonra evden ayrıldı. Bizde karakola şikayet etmeye gittik” dedi.
“Babam, Şefika ile oturacağım diye Bağcılar’daki evi yaptırıyordu”
Tutuklu sanık Murat K.’nın kızı Hatice D. ise, “İstanbul’a dönerken babamı gördüm. Vedalaştık. Bu olay yaşanmadan önce kavga olmuş sanırım. Yüzünde darp izi vardı. Gözüne kan oturmuştu. Sorunca, yok bir şey kızım, yolunuza siz devam edin dedi. Annem ölünce Şefika, babama o da benim gibi dul kaldı, evlenelim demiş. Babam, annem ölünce iki ay sonra evlenelim dedi Şefika’ya. Babamın Bağcılar’da evi vardı. Orasını yaptırıyordu. Evlenince Şefika ile babam oturacaktı oraya. Bizim pek gönlümüz yoktu fakat Şefika ve babam isteyince bizde bir şey demedik. Babam ile konuştuk, nörolojik bir durumu vardı. Babam, annem ölmeden önce hastaydı, sonra annem öldü düzenli ilacı vardı. Onu kullanınca tanımıyordu. Bazı şeyleri gözlerini kapatırdı, açınca bizi tanımıyordu. Olduğumuz yer neresi diye soruyordu. Şefika’nın kızı, annesinin yanına geldi. Annesinin evlenmesini istemedi” diye konuştu.
Olayda hayatını kaybeden sanıkların yakınları da, sanıktan şikayetçi olduklarını ve cezalandırılmasını talep etti.
Tutuklu sanığın avukatı da, Murat K.’nın kullandığı ilaçlarla ilgili nöroloji bölümünden ya da adli tıp kurumundan rapor alınmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, sanık Murat K.’nın tutukluluğunun devamına karar verirken, Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden de kullandığı ilaçlarla ilgili düzenlenen raporların talep edilmesini kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
