Bu siteyi kullanarak Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları'nı kabul etmiş olursunuz.
Kabul Et
Melid HaberMelid HaberMelid Haber
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Teknoloji
  • Spor
  • Sağlık
  • Dünya
Ara
Site Haritası
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Teknoloji
  • Spor
  • Sağlık
  • Dünya
  • Advertise
© 2025 melidhaber.com tüm hakları saklıdır.
Reading: 890 yıllık Cami-i Kebir’in ’7 tuğla’ hikayesi
Paylaş
Giriş Yap
Font ResizerAa
Melid HaberMelid Haber
Font ResizerAa
Ara
  • Anasayfa
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Gündem
  • Siyaset
  • Spor
  • Sağlık
  • Teknoloji
Giriş Yap Giriş Yap
Takip Et
  • Advertise
© 2025 Melid Haber.Tüm Hakları Saklıdır.
Melid Haber > Blog > Gündem > 890 yıllık Cami-i Kebir’in ’7 tuğla’ hikayesi
Gündem

890 yıllık Cami-i Kebir’in ’7 tuğla’ hikayesi

Son Güncelleme: Şubat 2, 2025 12:18 pm
Paylaş
4 Min Okuma Süresi
Paylaş

Kayseri’de 1135 yılında Danişmend hükümdarı Melik Mehmet Gazi tarafından yaptırılan Ulu Cami olarak da bilinen Cami-i Kebir’in yapımı esnasında yaşlı bir kadının kullanılması için bağışladığı 7 tuğla ve hikayesi asırlardır anlatılıyor.

Melik Mehmet Gazi tarafından tamamen kendi imkanları ile yaptırılan ve 1135 yılında yapımı tamamlanan Cami-i Kebir’in 7 tuğla hikayesini anlatan Kayseri Cami-i Kebir Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği Başkanı Ömer Faruk Çarşıbaşı, “Kayseri Cami-i Kebir’i farklı kılan özelliklerinden birisi de bu 7 tuğla. Diğer camilerden farklı kılan kısmını ben kısaca şöyle aktarabilirim. Melik Muhammed Gazi 1134 yılında bu caminin yapımına başladığı esnada hiç kimseden yardım alınmayacak diye bir şart koşmuş. 1143 yılına kadar da neredeyse hiç kimseden yardım alınmamış ama bir yaşlı, elinde 7 tane tuğla ile bir teyze Cami-i Kebir’de çalışan ustalara gelmiş bunları kullanın demiş. Hiç kimse kullanmak istememiş. Halk arasında Mehmet Gazi ismiyle anılan Muhammed Gazi’nin bu emirlerinden dolayı. Fakat ustanın birisi teyzenin yalvarmalarına dayanamamış ve bu 7 tane tuğlayı burada kullanmış. O gece Peygamber Efendimiz 2-3 defa Melik Muhammed Gazi’nin rüyasına girmiş. O da sabah geliyor buraya ve ustaların hepsini topluyor. ’Burada ne oldu da olağanüstü, rüyama Peygamber Efendimiz girdi’ diyor. ’Cenab-ı Hakk o tuğlalar kullanılmasaydı senin hayrını kabul etmeyecekti’ diye soruyor. Bununla ilgili hemen ustalardan biri bir yanlışlık yaptığımın farkındayım ama yalvarmalarına dayanamadım. Onun için de biz bu tuğlaları kullandık deyince gidiyor teyzenin elini öpüyor, rızasını alıyor” dedi.

Çarşıbaşı, caminin yapımında şüpheli hiçbir paranın kullanılmamasının burayı özel kıldığını söyleyerek, “Burası Peygamber Efendimizin şefaatleri ile Cenab-ı Hakk’ın nazarını celbetmiş bir mabet. Buraya namaza gelenler namazı bırakamıyor, Cami-i Kebir’e alışanlar da burayı bırakamıyor. Buranın huşu ile namaz kılınma sebeplerini ben çok düşündüm. Melik Muhammed Gazi acaba bu yardım alınmasını istememiş diye çok araştırdım. Şüpheli hiçbir paranın buraya girmediğini hatta buranın yapımının da kendi cebinden olduğunu öğrendiğim an bu sorunun da cevabını bulduğumu zannediyorum” ifadelerini kullandı.

Kaynaklara göre Cami-i Kebir, Kayseri şehir merkezinde olup Kapalıçarşı’nın yanında yer alıyor. Ulu Cami olarak bilinmekle beraber değişik kaynaklarda Cami-i Kebir veya Sultan Cami olarak da anılıyor. Cami 1135 yılında, Danişmend hükümdarı Melik Mehmet Gazi tarafından yaptırıldı. Caminin kuzeye açılan kapısının yanındaki kitabe ise bir onarım kitabesi olarak biliniyor. Melik Mehmet Gazi’nin yeğenlerinden olan Yağıbasanoğlu, Muzaffereddin Mahmud tarafından 1206 yılında onartıldı. Kızı olan Atsuz Elti Hatun da Gülük Camii’ni aynı dönemde onarttı. Abidenin bugün taşıdığı tek kitabe olan onarım kitabesi, kuzey duvarın dış yüzüne, kapının yakınına konuldu. Onarım kitabesinde ise “Bu cami, Kılıçaslan oğlu, büyük Sultan Keyhusrev devrinde -Allah onun yardımını yüceltsin- H.602/M.1206 yılında Yağıbasanoğlu, Muzaffereddin Mahmud tarafından onarılmıştır” ifadeleri yer alıyor. Ulu Cami, 1716 yılında meydana gelen büyük depremden zarar görmüş, 5-6 yıl gibi bir süre harap halde kullanılmadan kaldıktan sonra 1723 yılında Matbah-ı Amire Emini (Saray mutfak sorumlusu) Kayserili Hacı Halil Efendi tarafından onartıldı. Bu onarımda minarenin yıkılan külah kısmı da yenilenmiş, çöken kubbesi ve minareleri de onartıldı. Öte yandan, yapımı esnasında yaşlı kadının bağışladığı ve camı duvarında kullanılan 7 tuğlanın yeri ise 7 adet kırmızı çizgi ile belirtildi.

Bu Makaleyi Paylaşın
Facebook Whatsapp Whatsapp Copy Link Yazdır
Paylaş
Önceki haber Rize’de 4 katlı apartmanın zemin katında yangın çıktı
Sonraki yazı Başkan Altay: “Doğanhisar meydan düzenleme çalışmamız hayırlı olsun”
Yorum Bırak Yorum Bırak

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

- Reklam -
Ad imageAd image

Son Haberler

Rüzgârda Savrulan Yaprak: Yatırımcı Odaklı Otelcilik
Gündem
Temmuz 29, 2025
Şehir Otelciliğinde Yatırımcı, Yönetici, Personel ve Markaların Sektöre Etkileri Yazı Dizisi
Gündem
Temmuz 21, 2025
Yerel Otellerin Zincir Otellerle Rekabeti
Gündem
Temmuz 11, 2025
Denizli OSB Başkanı Baltalı; “Sanayicilerimizle birlikte Denizli’yi hak ettiği yere taşıyacağız”
Ekonomi
Şubat 12, 2025
//

melidhaber.com’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.

Site Haritası

  • Siyaset
  • Spor
  • Teknoloji

Popüler Kategoriler

  • Dünya
  • Ekonomi
  • Gündem
  • Sağlık

Bültene Abone Olun

En yeni makalelerimize anında ulaşmak için bültenimize abone olun!

Melid HaberMelid Haber
Takip Et
© 2025 melidhaber.com. web yazılım by MİTRA AJANS
adbanner
Hoşgeldin

Hesabına Giriş Yap

Kullanıcı adı veya E-mail
Şifre

Şifremi Unuttum